Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

derin acı

См. также в других словарях:

  • yüreğe işlemek — çok derin acı uyandırmak Fakat sesi kulaklara değil, doğru yüreğe çarpar, yüreğe işlerdi. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zehir kesilmek — 1) çok acı ve yakıcı olmak 2) mec. ortalık ümit, sıkıntılı bir durum olmak İçimde elim bir boşluk, aşk ve hayat ortasında derin bir yalnızlık hissiyle bütün uykum acı ve zehir kesildi. H. C. Yalçın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acılık — is., ğı 1) Acı olma durumu Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. Ö. Seyfettin 2) mec. Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık Yüreğinde derin bir üzüntüyle acılık vardı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çirişçi çanağı — is. 1) Çiriş hazırlamakta kullanılan derin kap 2) sf., mec. Acı ve kurumuş, zehir gibi Dün akşam fazla kaçırdım, ağzım çirişçi çanağı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gönül yarası — is. Bir kimseyi derin üzüntü içinde bırakan acı Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kahır — is., hrı, Ar. ḳahr 1) Yok etme, ezme, perişan etme, mahvetme Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter. A. Gündüz 2) Derin üzüntü veya acı, sıkıntı Hayatını alnının teriyle kazanan, yirmi yıllık geçmişi, yalnız kahırlarla dolu bir Türk köylüsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yara — is. 1) Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım. R. H. Karay 2) Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»